Ramazan'ın ikinci günündeyiz.. Yine akşam oldu.. Ve anlatmak istediklerimi yeniden unutmaya başladım.. Şu an kendimi o kadar yorgun hissediyorum ki.. Başım ve gözlerim ağrıyor.. Ama inatçı yanım buraya yazmak istediği için sanırım yazmak en iyisi.. Ve bu işe dün akşamdan başlamalıyım..
Dün akşam babaanneme iftara gittik.. Biz saat 4'te ordaydık.. Diğerleri daha sonradan geldi.. Kuzin S'lerle oturduk konuştuk..
Babaanneme gittikten bir süre sonra bir yağmur bastırdı.. Anlatamam sana.. Şimşekler çaktı.. Muhteşemdi.. Müthiş bir manzaraydı.. Hatta şimşeklerden bir tanesi çok yakınımıza düştü ve bomba patlarcasına bir ses çıkınca annemler çok korktu.. Şimşekler gökyüzünde damar gibi belirdikçe.. Aynı anda bir kaç şimşek birden çakınca.. O ışık patlamasının ardından bir ses yükselince.. Ben bu manzaraya bayılıyorum.. Annemler bıraksa kendimi yağmur altına atar ıslanırdım ama bırakmıyorlar hastalanırım diye.. Halbuki yağmurun altına çıkıp yüzümü gökyüzüne çevirip kendi etrafımda deli gibi dönmeyi ve düşen yağmur damlalarının yanaklarımdan gözlerimden süzülmesini isterdim.. Ve bu yağmur geç saatlere dek devam etti..
Babaannemdeyken babamı cepten aradım.. Kendisi şu an Çin'de.. Babamın sesi o kadar yorgun geliyordu ki.. Herkese selamını iletti.. Ve onu çok özlediğimi söyledim.. O da bana gerçekten bu sefer çok uzun bir yolculuk olduğunu söyledi.. İnşallah iyidir.. Ve inşallah Çarşamba sabahı yine aramızda olacak babacığım..
Güzel bir akşamdı.. Ve ezan vaktinin yaklaştığı son dakikalarda dek herkes zaman geçsin diye başka şeylerle meşgul olmaya çalıştı derken sonunda top patladı ve ezan okundu.. İlk orucumuzu hep beraber açtık.. Sofrada neler yoktu ki.. Babaannem su böreği, yaprak sarması, et yemeği, fasulye, pilav ve bir de çorba yapmış.. Babam olsaydı yine kızardı babaanneme.. Çünkü babam yemeklerde en fazla iki çeşit yer.. Ben de babam yoktu onun için sadece iki çeşit yedim.. Tabi o kadar yemekten sonra artık üzerime bir ağırlık çöktü haliyle.. Yani az yemeye çalıştım ama yine de hepsi insanın midesinde yer kaplayacak yemeklerdi..
İkizlerle beraber oyun oynadık.. Çok tatlılardı maşallah.. Onlarda üç yaşını yeni bitirdiler.. Üç yaşlarını bitirdikleri için yengem onları bir kreşe verdi.. Ve bir gün yengem Vera'nın üzerine çok şeker bir t-shirt giydirmiş.. Kreşte bu t-shirt'ü gören arkadaşı gelmiş Vera'nın yanına '' ay ne güzel bir tavşan o '' deyince bizim kız '' tavşan değil o güzelim koala koala '' diye lafı yapıştırmış :))
İftardan kısa bir süre sonra bir de baktım ki C. amcanın en küçük kızı Kuzin M. ( benden iki yaş büyük sadece ) ortadan kaybolmuş.. Anladım ki evine kaçmış.. O saatlerde dinen yağmur tekrar başlayınca.. Şimşekler çakınca ben de güldüm.. Kesin bu kız geri gelecek koşa koşa diye.. Ve tahminim doğruymuş ki.. Kuzin M. kısa bir süre sonra nefes nefese kapıyı çaldı.. Ben de ona güldüm geleceğini biliyordum kızım deyince o da bana güldü nerden bilebilirdim yağmurun tekrar başlayacağını diye.. O eve gidince ablası A. ablam aramış.. O da iki senelik evli ve evlendiğinden beri Ramazan'ın ilk gününde bizlere katılamıyor tam tersine kayınvalidesine giriyor ve o da tüm torunlar gibi babaannemin yemeklerini çok sever.. Bizim ailede Ramazan iftarlarına her zaman çok özenilir.. M. 'ye sormuş babaannem napmış diye M.' de direk hepsini saymış :)) Seneler geçtikçe ailemiz büyüyor ama kopanlarda çok oluyor.. Neyse biz öyle oturmuş laflıyorduk işte..
Sonra yeni bir film gelmiş onu anlattılar.. Ben de benim okulumdan bir iki şey anlattım ve tatlılarımızı yedikten sonra (ben tatlı yemedim) saat 10'a doğru hep beraber kalktık.. S. amcamlar bizden önce kalkmışlardı.. M. 'yle eve doğru yavaş yavaş yürüdük.. Eve gelir gelmez Kardeşim bilgisayarı açtı.. Ben de odama çekildim.. Birkaç şiirimi şiir defterime geçirdikten sonra Şükriye Tutkun'dan Arda Boyları'nı dinledim ve yatağıma yatıp Hande'nin verdiği kitabı bitirdim büyük bir heyecanla.. Kitabı yazan kadın gerçekten çok güzel yazmış.. Gece 1'e doğru uyudum..
Saat 4.30'a doğru sahur için kalktık.. T. dedem bugün de geldi.. Beraber oturduk sahurumuzu ettik.. Sonra ben iki bardak çay, dört bardakta su içtikten sonra abdestimi aldım namazımı kıldım ve yattım.. Çok uykum vardı.. Yine birşeyler düşünemeden uyuyamadım.. Bu huyumu hiç sevmiyorum.. Çünkü düşünmekten beynim o kadar yorgun düşüyor ki.. Bazenleri dinlemememin en büyük sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.. Hoş bu huyum olmasa bu kadar rahat insanları anlayamaz belki de bu kadar kolaylıkla empati kuramazdım.. Arkadaşlarım birşey anlattığında teorilerde bulunamazdım.. İrem bu konuda ne düşünüyor bilmiyorum ama çoğu zaman doğru teorilerde bulunduğuma inanıyorum ve umarım doğruda düşünüyorumdur.. Evet İrem buna bir cevap ver.. Gerçekten merak ettim sen bu konuda ne düşünüyorsun :)) Neyse sabah 8'de annem geldi ve beni uyandırdı.. Tabi okul için hazırlandım..
Ve okula gittiğimde herkes sınıftaydı.. Öğretmen yoklamayı alıyordu.. Bizim okulumuzda her ders yoklama alınmıyor.. Sadece sabahleyin alınıyor.. Ama okuldan kaçmakta neredeyse imkansız.. Onun için okuldan kaçan da olmuyor.. Kimse bu riski göze almıyor.. Sadece dersi boş olanlar çıkıp gidiyor bir şekilde o da öğretmenlere haber vererek.. Ve bir bakalım ne olmuş.. Jamie saçlarını kestirmiş.. İnanamadım.. Sanki yüzü daha bir masumlaşmış gibime geldi.. Neyse pazartesi gününün ilk dersi Assembly için ayrıldığı için dersimiz boştu.. Sonra biyoloji dersimiz vardı.. Bu ders her zaman çok zevkli geçiyor benim için.. Fizik'te güzeldi.. Kimya'da yine sıkıldım her zaman ki ama bugün daha iyi gibiydi.. Sanırım kendi kendime söylediklerim biraz da olsa işe yaramış olmalı.. Matematik hocamız bu hafta gelmeyeceği için çok büyük bir kaybımız olmasın diye Mr. Mitchell bir iki matematik dersimize gelecek.. Ben üç sene boyunca Mr Mitchell'dan matematik dersi aldım ama hala adamın anlatış tarzına alışamadım.. Benim için bazı şeylerde çabuk olmak lazım yani hem çabuk olacaksın hem de ayrıntılarıyla olayı anlatacaksın.. Ama Mr Mithcell öyle değil.. Bir de ben o adamın konuşmasını üç senedir hiç dinlemedim.. Matemetiğe hep kendim çalıştım.. Bilmiyorum bu iyi mi kötü mü ama o adamı dinlediğimde herşeyi daha çok karıştırıyormuşum gibime geliyordu.. Boş derslerimizde İrem ve Hande'yle balkona çıktık.. Ve balkonun bir köşesinde kuş pisliğinden dolayı ufak bir tepecik belirmiş.. O kadar çok pislik vardı ki midem bulandı.. Hande'de '' anlaşılan kuşlardan birisi ishal olmuş '' deyince tabi gülmekten koptuk :) Ve 7. derste öyle ayakta dururken kaç gündür ağrıyan sağ dizimin üstüne yani baldırıma birden bir ağrı saplandı ki bacağımı hareket ettiremiyordum.. Yürürken çok dikkatli olmam gerekiyordu.. Ve bir de üstüne hıçkırık tuttu.. Son ders Kimya'ydı.. Kimya'nın yarısında hıçkırıp durdum.. Ve bacağımdaki ağrıdan deliye dönecektim neredeyse.. Neyse son derste bitince evimize geldik..
Eve geldiğimizde kapıyı anahtarla açtıktan sonra.. Burnuma kete kokuları geldi.. Ve anladım ki annemler kete yapıyorlar.. Bababannem , babaannemin bir küçüğü Halide teyze, annem ve Mihriban oturmuş kete yapıyorlardı.. Ben de bu kokuya dayanamayacağıma düşünüp ders kitaplarımı alıp Grandmam'a kaçtım.. Biraz televizyona baktıktan sonra ödevlerimi yaptım.. Matematik ödevimi yapacaktım ama sağ bacağımdaki ağrı gittikçe şiddetlenmişti onun için yapmak istemedim.. Bir yerim ağrıdığı zaman birşey yapmak istemiyorum.. Ağrılarım o kadar şiddetli oluyor ki bazenleri bunu kimseye söylemekten kaçınıyorum resmen çünkü kendimi acındırmaktan nefret etmişimdir.. Bir tek anneme söyler anneme nazlanırım.. Allah onu başımdan eksik etmesin inşallah..
İftara Ö. dayım dört kızıyla beraber geldi.. Ve Mihribanlar geldi.. Ö. dayımın eşi Ş. yengem çocuklarını dayıma bırakıp kardeşleriyle beraber Umre'ye gitti bir iki gün önce.. Allah kabul etsin inş..
İftarda pek tadım yoktu.. Bacağımdaki ağrı beni deli ediyor.. İnşallah yarına kadar birşeyciğim kalmaz.. Daha da anlatacak birşeyim kalmadı.. Ve sana uzun süredir arayışlarımdan sonra bulduğum şarkının sözlerini yazmak istiyorum..
Yoksun burda..
Seni sordum dalgalara..
Güneş battı.. Seni vurdu gölgelere..
Yazık çok yazık sensizlik yine..
Kördüğüm oldum yine.. Kahretsin..
Seni sordum dalgalara martılara sandallara.. Kahroldum.. Sensizim..
Yoksun.. Yoksun.. Seni sordum dalgalara..
Güneş battı beni vurdu kahırlara..
Yazık çok yazık.. Vurgunum yine..
Kördüğüm oldum yine.. Kahretsin..
Seni sordum dalgalara martılara sandallara.. Kahroldum.. Sensizim..
Dayanamam ben bu son gidişine..
Alışamadım sensizliğe..
Garip olurum hazan gecelere..
Karışamadım bu son gidişine..
Sibel Bilgiç - Alışamadım..
Bir resim koyacaktım.. Çok güzel bir kelebek resmi.. Ama koyamadım çünkü bilgisayar sorun çıkarıyor.. Başka zaman inşallah.. Şimdilik Ciao..
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
Agrilarinin bu kadar siddetli oldugunu fark etmemistim.Gecmisolsun.Babanla Allah kavustursun.Masallah ailenin bu kadar kalabalik olup herkesin iyi anlasmasi ve birbirine yardimci olmasi cok guzel birsey.Kiymetini bilin:)Allah bozmasin:)Bak senin teorilerin zaten muhtesemdir.Zaten gecen sene o Abdulhamit ve Meryem olayindaki yamuklugu sen kesfetmistin.Gercekten olaylari detayli bildigin zaman cok dogru dogru teorilerde bulunuyorsun.Zaten niye tartisiyoruz ki???Sen Mulder 1'sin!!!
Geçmişolsun canısı he ne dicem bu kete noluyo düşündüm ama bişi cıkaramdım:) cok halsizim maymun gibi bakıyorum ekrana pek sık takip edemiyorum bu aralar blogunu kısmıon dimi 3 5 gününü bi güne sıgdırıyorum aslında her gün takip etmek cok zevkli bölesi iyi degil ama napim elimden bu geliyo neyse görşrz
Post a Comment