Friday, August 11, 2006

Yeni Bir Gün,

Dün çok fazla yazamadım.. Bugün herşeyi anlatmaya çalışacağım.. Şimdi buraya yazarken Titanic'ten When You Say Nothing çalıyor.. Söyleyen kadının çok hoş bir sesi var.. Neyse bunları bir kenara bırakırsak.. Geçen günlere dönelim ve anlatalım..
İmam Nikahı için Hocamızı aldıktan sonra onların evine gittik.. Ve otururken birden kapı çaldı ve bir süprizle karşılaştık.. Hem biz hem de onlar.. Konya'dan altısı çocuk on iki kişilik bir aile geldi.. Ne onların imam nikahından ne de dünürlerimizin onların geleceğinden haberi yoktu.. Babaanneleri dişlerini takmadan konuşuyordu.. Onun için Tatlı Gelin'in annesi 'annecim dişlerini takta güzelliğini görsünler' deyince babaannede 'amann beni alan almış satan satmış' dedi :))
İmam nikahı kıyılmak için Tatlı Gelin salona çağrıldığında beraber salona gittik.. Ben nereye otursam diye düşünürken babam beni yanına çağırdı gittim onun yanına oturdum.. Nikah kıyıldı.. Mehir söylendi.. Dua yapıldı.. Eller öpüldü.. Ve biz bir süre daha oturduktan sonra artık kalkalım dedik ve eve geldik..
Eve geldiğimizde annemler En Büyük Amcamlarımın kapısını çalmaya gitti.. Ben de yanında gittiğimde bir de ne göreyim Minik Merve orada.. Anne ben içeri giriyorum dedim ben öyle deyince Yengem de hepimizi çağırdı ve içeri girdik.. Merve'yi kucağıma aldım.. Beni hiç yabancılamadı.. Kucağımda öyle durdu.. Ben ona '' Eee '' dedikçe o da bağırarak kendi kendine konuşuyordu.. Sonra ben hapşırıyormuş gibi yapınca kıkır kıkır gülüyordu.. Sonra kucağıma alıp salona annemlerin yanına gidince.. Merve kucağımda ellerini çeviriyordu ve halinden çok memnundu.. Oturunca annesini gördü ve mızırdanmaya başladı.. Ben de aldım ablama verdim ablam da dedi '' Ohh ağlayınca bize veriyorsun '' ben de güldüm eh biz gülen bebekleri severiz dedim :))
Sonra yaklaşık 12.00'e kadar orada oturduk ve evimize geldik..
Dün sabah kalkınca dedem bizi kahvaltıya çağırmış.. Onun için de grandmam'a gittik.. Ve imam nikahını anlattık.. Karşılaştığımız süprizi anlatınca onlar da güldü ve şaşırdı..
Ben Grandmam'ın verdiği boyamayı boyarken.. Tatlı Gelin akşamleyin bize geldi.. İşte beraber konuşurken bana diyor ki.. Onların evindeyken herkes beni çok sevmiş.. Beni sormuşlar.. Tatlı Gelin'de işte rahatsızlığımı anlatmış.. Onlar da ama çok tatlıydı demiş :) Bir de halasının oğlu beni 25 yaşında sanmış.. Ben ilk önce Tatlı Gelin'e hadi be dedim.. Atıyorsun.. Neyimi 25 sanmış.. Tatlı Gelin'de dedi seni beğenmiş çok tatlı bulmuş yaşını da biraz abartmış kendisi 27 yaşında dedi.. Baya güldüm yani tabi biraz da utandım :))
Dün akşam Teyzemler geldi.. Bizim düğünümüzde masalar numaralı olacak.. Mesela kapıda bir adam duracak.. Davetliler gelince.. İsmini alacak.. İşte siz 20 numaralı masada oturuyorsunuz deyip onları masalarına götürecek.. Çünkü bizim tarafımızda bazı akrabalar aman niye evde oturuyoruz deyip düğün sahiplerinden önce gidip en güzel yeri kapma gibi bir huyları var :))
Neyse dün akşam Grandmam'ın kardeşi Patricia İngiltere'den geldi.. Dün göremedim.. Bugün gidim hoşgeldin diim dedim ama yorgunmuş dinleniyormuş.. Onun için gitmedim.. Bu akşam büyük ihtimalle görürüm..
Bugün günlerdir aradığım bir şarkıyı arıyordum ve sonunda buldum.. Çocukken dinlemiştim ve melodisi hep aklımdaydı.. Sonunda bugün verdim.. Ve hatırladığımdan bile daha güzelmiş..
Şebnem Paker'in 1997 yılında Erovizyon'da söylediği şarkı.. Bence muhteşem bir ses, müzik ve muhteşem bir şarkı.. Şimdi sözlerini yazacağım sizlere..
Hiç geçmiyor günler sensiz..
Geceler yine kimsesiz..
Ah' Sevdiğim nerdesin kimdesin
Sana sormaya varmıyor dilim
Dinle..
Deli aşkının sonu var mıdır?
Diye sormadan severim seni
Acı dinmeden, gece bitmeden
Yola düşmeden bulurum seni
Bana yar mıdır? Adı var mıdır?
Diye sormadan severim seni
Göze girmeden, dile gelmeden
Yüze gülmeden severim seni

Sorsaydın adı var mıdır?
Gerçekten bana yar mıdır?
Bilseydim sonu var mıdır?
Sessizce severim seni..

Ve sanırım bu şarkıyla ilk defa Erovizyon'da dereceye girmiştik..
Neyse.. Yeniden başka bir zaman görüşmek dileğiyle.. Şimdilik Güle Güle..

No comments: