Thursday, August 17, 2006

Ufukta Bir Yolculuk Beni Bekliyor..

Acısıyla tatlısıyla hayat devam ediyor.
Yeni bir gün.. Dün yazmayı istedim ama içimden gelmedi ve ben birşeyi içimden gelmeyince yapamam.. Tabi bu şiir yazmak, müzik dinlemek, ağlamak ve gülümsemek gibi şeyleri de içeriyor..
Bir şarkı insanı maziye sürüklüyor.. Bir görüntü insanı gelecekten soğutuyor.. Bir söz insana şimdiyi unutturuyor.. Benim burcumun özelliklerinden bir tanesi de geçmişi çok düşünürmüşüm.. Sanırım bu bir gerçek.. Çok duygusal olduğum için beni hüzünlendiren, mutlu eden ve hayatımın dönüm noktalarından biri olanlar tekrar gözümün önüne gelir.. Bazenleri böyle olması beni çok yoruyor.. Geçmişte yolculuk yapmak etimden et koparıyor.. Fakat şunu da biliyorum ki belki o yolculuklar olmasa ben şiirlerime o sıcaklığı katamazdım.. Hayat zor ama zoru başarmak en güzeli.. Söylediklerimi yine ve yine söylerim.. Hem kendime hem de başkalarına hatırlatırım.. Birşeyi kendime söyledikçe altında yatan manayı daha da iyi anlarım..
Yedi sene önce bugün bir depremle kaç insan hayatını kaybetmişti.. Ben o zaman sadece 10 yaşındaydım.. Hayatın benim iradem altında olmadığını yeni yeni kavramaya başlamıştım.. O zamanki deprem ben de çok şey uyandırmamıştı ama şimdi daha iyi anlıyorum.. Ve o gün ölen bütün kardeşlerime Allah rahmet eylesin diyorum.. Ve o günü yeniden yaşayıp bir yakınını kaybeden bütün kardeşlerime Allah dayanma gücü versin..
Anlatacak pek birşeyim yok.. Çünkü çok bir gelişme olmadı.. Abimi çok özledim.. Akşam olunca sanki anahtarın geç vakitte kapıda tıkırdadığını ve abimin eve girdiğini duyacakmışım gibi hissediyorum ama o ses gelmeyince anlıyorum ki abim yok.. Evlendi artık bir yuvası var.. Sabah kalktığımda abimi yatağında görecekmişim gibi bir duyguya kapılıyorum ama bakıyorum ki yatak bomboş ve hiç bozulmamış.. Ve biliyorum ki üç hafta sonra onun odası benim odam olacak.. Yattığı yataksa benim yatağım olacak.. Abicim ve Tatlı Gelinim inşallah hep mutlu olursunuz.. Unutmayın sizleri çok seviyorum..
Yaklaşık üç hafta burada olamayacağım.. Dilerim geri geldiğimde herşey yerli yerinde olur.. Ve hiç bir dostumu kaybetmemiş olurum..
Ha bu arada IGCSE notlarımı hala öğrenemedim.. Neden diye soran olursa okula borcumuz varmış Numan öyle dedi.. Ve o öyle deyince benim ağzım açık kaldı.. Höö diye kaldım yani :)) Neyse hocaya yalvardım felan tek dediği bütün notlarımdan geçmiş olduğum ve ben de buna tabiki çok sevindim.. Bugün tekrar öğrenmeye çalıştım ama o da bana dedi ki okuldan gelen emir kesin onun için söyleyemem :) İçimden küfür edecektim de kendimi tuttum.. Baktım hocanın söylemeye niyeti yok.. Peki dedim hocam bütün notlarım gerçekten iyi mi diye sordum.. Numan evet dedi.. Sonra bekledim bekledim.. Bu sefer de dedimki peki hocam üzülmem için hiç bir kötü notum yok demi? Bu sefer hoca o harfini uzatarak büyük harflerle yok yazdı :) Yine bekledim bekledim.. Yani hocam bütün notlarım iyi demi dedim ama Numan'dan ses çıkmayınca dedim tamam tamam sustum :))
İnşallah üç hafta sonra beni yine sağ salim aranızda görürsünüz ve ben de hepinizi sağ salim görürüm..
Mutluluk ve huzur gölgeniz kadar yakın olsun sevdiklerim.. Hiç bir zaman üzülmeyin.. Ve dostlarım hepinizi çok seviyorum bu tatil boyunca hepinizi çok özleyeceğim.. Beni unutmayın inşallah..
Ve aşağıdaki şiirim bütün sevenlerime armağan olsun.. Ufak bir armağan.. Dilerim beğenirsiniz..

HAYAT

Hayat, aldım verdim para için yaşayana
Hayat, ne oldum ne olacağım iki cihan için çalışana
Hayat zor, herşeyi dert edene
Hayat kolay, ufacık şeye bile mutlu olana
Hayat kötü, hep kötü şeyler benim başıma geliyor diyene
Hayat güzel, güzellikleri görebilene
Hayat cıvıl cıvıl, günlerini dopdolu geçirene
Hayat boş, yaşamasını bilmeyene
Hayat herşey
Hayat bir şey
Hayat başka her insana göre
Yorgunluk, kırgınlık, acı hepsi vız gelir bana
Hayat sevgi
Hayat aile
Hayat cesaret
Hayat barış
Hayat mutluluk
Hayat güven duygusu
Hayat dostluk
Hayat aşk
Hayat gülücük
Hayat gelip geçici
Hayat memat
İşte bu benim hayatım
Peki ya sizin ki?

14-01-2005
Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle..
uFuKTa BiR YoLCuLuK BeNi BeKLiYoR.. YeNiDeN GöRüŞMeK DiLeĞiYLe ŞiMDiLiK eLVeDa..

Tuesday, August 15, 2006

Hayatımın Dönüm Noktalarından Birisi

Buraya yazacak bir çok şey var.. Kına gecesi.. Pazar günü yaşananlar.. Ve dün akşam ki düğün.. Şu an o kadar yorgunum ki aklım pek yerinde değil ama ben yine de birşeyler yazmaya çalışacağım.. Çünkü bir iki gün daha geçerse biliyorum ki anlatmamın bir manası kalmayacak ya da ben bazı şeyleri unutmaya başlayacağım yeni şeyler olabilceği için..
Kına gecesi çok güzeldi.. O gece hakkında çok fazla bir ayrıntı vermeye gerek yok.. Sonuçta kadınlar arasında oldu ve gerçekten de fazla birşey olmadı.. Ama şu kadarını söylemeliyim ki herkes çok güzel olduğumu söyledi.. :)) Maşallah Tebarek Allah.. Allah beni nazardan saklasın :) İşte kına gecesinde çok eğlendik.. Çok güzel vakit geçirdik.. Sağ elimin ayasına kına yaktım.. Şimdi rengi daha da açılmış bir halde duruyor..
Pazar günü Tatlı Gelin evlerinde çok misafir var diye bize geldi.. Akşama kadar beraber oturduk.. Tatlı Gelin'in evinde neredeyse herşeyi Tatlı Gelinden bekliyorlar çünkü kendisi çok becerikli ve o evlendiği için herkes onu çok arayacak.. Yokluğunu herkes hissedecek.. Bütün aile fertleri.. Hele ki yurt dışına çıkıyor olması ayrılığı daha da zorlaştırıyor.. Aynı ülkede olmak başka.. Ayrı bir ülkede olmak başka.. Gurbet zor.. Sonra Pazar akşamı İkizlerin doğum günü partisi vardı.. Hepimizi davet etmişlerdi ama hepimiz kına gecesinden dolayı çok yorgunduk onun için de gitmedik.. Abimle beraber Tatlı Gelin akşamleyin onlara uğradı ve oranın çok kalabalık olduğunu söyledi.. İyi ki gitmemişiz.. Aslında abimler de gitmezdi ama artık gidecekleri dolayısıyla bir çok kişiyi görebilmek için doğum günü partisine gittiler.. Babamla annem pazar akşamı oturdular tekrar bir program yaptılar..
Dün sabah kalktığımda kendimi heyecanlı hissetmiyordum.. Herşey ilk başta normal bir gün gibi başlamıştı.. Ama sonradan anladım ki normal bir gün de değildik.. Tam tersine hayatımızın dönüm noktalarından bir tanesini yaşıyorduk.. Abim evleniyordu.. Ailemizden bir fert kendisine yeni bir aile kuracaktı.. Ve gideceği için de hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.. Sonra sakince üstümüzü giyinip hazırlandık.. Teyzemler, amcamlar ve dayımlar bize geldiler kız almak için.. Çünkü dedem aramış ve demişti ki.. Gelin almaya çok kişiyle gitmek geline kıymet verdiğinin göstergesiymiş bizim memlekette.. Onun için de bizim bütün aileyi topladık.. Abimin arkadaşları da konvoya katıldı.. Ve arabaya bindiğimizde beni bir heyecan sardı.. Sanki herşeyin bilincine o anda varmış gibi hissediyordum.. Abimin evleniyor olmasına inanamıyordum ama evleniyordu işte.. Gelinin evinin oraya geldiğimizde kornolara basıldı.. Eve girdiğimizde soğuk meyve suyu ikram edildi.. Çok şükür kız tarafı çok naz yapmadan Gelinimizi evden aldık.. Hani bazenleri damadın ayakkabısını saklarlar.. Ya da gelinin bulunduğu odanın kapısında çocuklar durur ve para almadan oradan çekilmezler.. Bunların hiç biri olmadan o evden dışarı çıkabildik.. Herşey o kadar güzeldi ki.. Buraya yazarken herşey gözlerimin önüne yeniden geliyor.. Yeniden yaşıyorum o anları.. Herşey ne çabuk bitti.. Gelini aldıktan sonra arabamızda giderken.. Bugün hiç bitmese diye düşündüm.. Hep bu mutlu anı yaşasak.. Düğün yerine vardığımızda saat 5.30'tu.. Babamlar sayesinde baya erken geldik.. Tatlı Gelin'in odasında oturduk.. Tatlı Gelin bir ara çok heyecanlandı.. Ve sanki bir ara tansiyonu düştü baygın bir şekilde uykuyla uyanıklık arasında başını arkasına yaslamıştı.. Gelinliğinin içinde tam bir melek gibi duruyordu maşallah.. Herkes çok tatlıydı.. Sonra saat 7.00'e doğru herkes gelmeye başladı.. Beni gören herkes çok güzel olduğumu söyledi.. Ben bir gelinin odasına gidiyordum bir salona geri geliyordum.. Sonra Kuzinimle beraber salonda masamızda otururken.. Birden bana birisini gösterdi.. 8 sene aynı sınıfı paylaştığım ve her zaman en iyi dostum dediğim ama bütün acıları bana tattıran ve bazenleri hatırlamak istemediğim bazenleriyse neden herşey bu kadar kötü oldu ve arkadaşlığımız birden bitti dediğim.. Beni zaman zaman kullandığını hissettiğim ve zaman zaman gerçekten değer verdiğini hissettiğim.. Benim için gerçekten çok değerli olan birisini gösterdi.. İlk gösterdiğinde bak işte Ömer orada duruyor dedi.. Bir an baktım tanıyamadım.. Üç sene onu ne çok değiştirmiş.. Ve onu gördüğüme rahatladım.. Görmüştüm ve herşeyin bilincine daha iyi varmıştım.. Bundan sonra onun arkasından üzülmem artık inşallah.. :) Senelerdir görmediğim insanları gördüm.. Ömer'in abisi benim abimin arkadaşıydı.. Nasıl dedi Ömer'i tanıdın mı? Ben de hayır tanıyamadım çok değişmiş dedim.. Hadi ya dedi :) Sonra Ömer'in annesi yanıma geldi.. Çok güzelleşmişsin dedi.. Ve aynı iltifatı Ömer'in abisi de yaptı.. Çok büyümüşsün ve çok güzelleşmişsin dedi.. Düğündeki yemek ve nikah saatleri hep kaydı.. Çünkü Başbakan gelecekti fakat geç geldiği için herşey aksadı.. Saat 9.30'a doğru geldi.. Nikah 8.00'de kıyılacakken saat 10.00'a doğru kıyıldı.. Sonra hep beraber resim çekildi.. Ve Başbakan bana şiirlerimin nerde olduğunu sordu.. Babam da bana daha önceden şiirlerim arasından 6 şiir seçip ona vermemi söylemişti.. Başbakan öyle söyleyince babam da cebinden şiirlerimi çıkarıp onun ellerine verdi.. Ve düğünde Yasin Hatipoğlunu gördüm.. Şiirlerimi o da okumuştu.. Yanına gittim hoşgeldiniz demek için ben daha birşey diyemeden büyük dayımın eşi Ş.K. dedi ki işte Zeynep geldi diye.. Yasin amca bana baktı oo şairemiz gelmiş dedi.. Ve seni ayakta karşılamak lazım diye ayağa kalkıp ceketinin önünü ilikledi :) Bir süre konuştuk.. Ve bana görüşelim ya da yazışalım dedi.. Yeni şiirlerini bana gönder ben de okuyayım dedi.. Ben de inşallah görüşürüz dedim.. İşte öyle.. Bu benim çok hoşuma gitti.. Çünkü benim en büyük hayalim çok iyi bir şair olmak.. İnşallah olurum.. Çünkü Yasin amca şiirlerimi okuduktan sonra bana ben de şair olunabilcek şevki gördüğünü söylemiş ve beni geleceğin şairesi diye adlandırmıştı.. Ben de şiirlerimin altını hep geleceğin şairesi diye imza atıyorum.. Tabi bunu kimse görmüyor yani kendi defterime öyle yazıyorum.. İnşallah sonbaharda şiir kitabımı çıkarabilirsek.. Sonra asıl bomba Yasin amcayla beraber bir resim çektirdik.. İnşallah o resim elime geçince onu saklayacağım ve bir gün ileride iyi bir şair olursam ve hayat hikayemi anlatan kitabımı yazabilirsem bu resmi de kitabıma koymayı düşünüyorum..
Düğün de elimden geldiğince herkese hoşgeldiniz demeye çalıştım.. O kadar çok kişi gelmişti ki.. Abimin bir arkadaşı vardı.. Abimi çok seviyor.. Zamanında çok sıkıntılar yaşamasına rağmen abim hep onun yanında olmuş.. Ve abimin evlenip yurt dışına gideceğini bildiği için arkadaşı hep annesine ben A.Z gidince ne yapacağım demiş.. Düğünde abime sarılışını gördüm.. Öyle bir sarılıyordu ki içim parçalandı ve benim gözlerim doldu.. O kadar samimi o kadar candan ve o kadar hüzünle sarılıyordu ki bakmak bile yetiyordu..
Beni görenlerin hepsi çok güzel olduğumu söyledi.. Ve darısı sana dediler :)) Eh ben de duaya amin dedim.. Tatlı Gelin'in tarafı beni ilk kez görmelerine rağmen çok sevmişler ben de onları çok sevdim.. Hepsi çok tatlı..
Tatlı Gelin'in bir arkadaşı var ki ben o arkadaşına hayranım.. Öyle hoş bir bayan ki.. Yani güzelliğine değil.. Samimiyetine.. Bilmiyorum yani.. İnsanın içini ısıtan birisi.. Çok görmedim ama onu çok sevdim.. Tatlı Gelin'in dediğine göre o da beni çok sevmiş.. Eh herşey karşılıklıdır :)
Misafirler düğünümüzü çok beğendiklerini ve yemeğin çok güzel olduğu gibi organizasyonun çok güzel olduğunu.. Palyalçonun tutulmasının iyi bir fikir olduğunu çünkü çocukların ayak altında dolaşmadığı gibi ailelerini de yormadıklarını ve bunun çok güzel olduğunu söylediler.. Tabi misafirler arasından bir iki tanesi şikayet etti.. Ama o kadarı da normal artık.. Eh bu devirde herkesi memnun edemezsinki.. Biri birşeyi beğenir diğeri başka birşeyi..
Annem düğünde hiç birşey anlamadığı gibi yemekte yemedi.. O kadar stresliydi ki.. Neyse o da o günü atlattı.. Hepimiz atlattık çok şükür.. Çok güzel vakit geçirdim.. Tatlı Gelin'in kardeşi bir ara ağladı.. Ama yüzünü Tatlı Gelinden saklamaya çalıştı çünkü Tatlı Gelin kimsenin ağlamasını istemediğini söylemişti sonuçta onun içinde çok zor..
Ve herşey bitti.. Evimize geldik.. Annemin arkadaşı (benim çok sevdiğim) dün gece bizde kalmaya geldi.. Saat gece 1.00'de eve geldik.. 5.00'e kadar da onunla oturduk konuştuk.. Sonra baygın ve ayaklarım şişmiş bir halde odama çıktım ve kafamı koyar koymaz rüyalar aleminde uçmaya başladım..
Ayaklarım öyle çok ağrıyor ki şu an annemler abimleri yolcu etmeye gittiler.. Ama ben ayaklarımın üzerine basamadığım için gidemedim.. Hayırlısı olsun inşallah..
Allah abimleri bir ömür boyu mesut etsin.. Mutluluk ve Huzur onlara gölgeleri kadar yakın olsun..
Bugün çok yazdım.. Sanırım bu kadar yeter.. Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle.. Şimdilik Güle Güle.. :))

Saturday, August 12, 2006

Abimin Kınası Var..

Bugün pek bir olay gelişmedi.. Öğlen 12.30'ta kuaföre gittik.. Saçımızı yaptırdık.. Yaptırdığım saç modeli tam bana göre.. Yani yaşıma uygun.. Hani bazı gecelerde genç kızlar saç modellerini abartır ve kadınsı gibi bir saç modeli yaptırırlar veyahut kendilerini kuaförün eline bırakırlar ki işte o zaman vay hallerine.. Kendilerine güzel görünen saç modelleri aslında onlara uygun olmaz ve yaşlarına göre değildir.. Herkese sordum ve herkes yaşıma göre olduğunu söyledi.. Hele Grandmam bu konularda çok açık sözlüdür.. Son dakika da bile sana birşeyin uygun olmadığını düşünüyorsa söyler.. Bugün kardeşimde saçını yaptırmıştı ve Grandmam o saç modelinin kardeşime göre olmadığını söyledi.. Saçlarını bozup kendisi tam kardeşime göre uyan bir saç modeli yaptı usanmadan.. Ve gerçekten de Grandmam'ın dediği gibiydi saç modeli kardeşime yakışmamıştı ama şimdiki hali çok daha tatlı.. Bakınca işte benim kardeşim diyebiliyorum.. Kuaförde saçlarım bozulmasın diye öyle çok sprey sıktılar ki hepsi genzime kaçtı ve şu an hapşırıp duruyorum :)
Şimdi kıyafetimi giyinmiş haldeyim.. Makyajımı yaptım.. Saçlarımı düzelttim.. Fıstık gibi oldum maşallah.. :)) Mama Z diyor ki ayy kız çok güzel oldun bir fotoğrafını çeksekte görücüye çıkarsak seni.. İşte öyle :)
İnşallah bu akşam çok güzel geçer..
Grandmam çok daha iyi gibi.. Aslında kınaya gelecekti ama şimdi gelmekten vazgeçti.. Çok üzgün olduğu için evde kalmayı istiyor.. Zaten oldum olası kalabalık yerleri sevmemiştir..
Bakalım benim kuzenlerim saçlarını ne hale soktular.. Bazenleri kendilerini kuaförün ellerine bırakıyorlar ki.. Geçen sene 7 yaşındaki kuzenim saçlarını 20 yaşındaki kızın yapabilceği saç modeli gibi yapmıştı.. İnşallah çok kötü durumlarla karşılaşmayız..
Neyse şimdilik bu kadar yeter.. Birazdan kınaya gideceğiz..
Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle.. Şimdilik Güle Güle :)

Friday, August 11, 2006

Yeniden Merhaba,

Bugün ne tür olaylar gelişti??
Kaç gündür Grandmam'ın kedisi Buster çok hastaydı.. Serum takılmıştı.. Gittikçe zayıflıyordu.. 10 senedir bizimle beraberdi.. Öyle ki artık ailemizin bir parçası olmuştu.. Kedilere alerjim olmasına rağmen yine de Buster'ı seviyordum.. Asi bir kediydi ama bir kere aramıza girmiş ve ailemizinden olmuştu.. Hatta herkes onu aileden sayıyordu.. Grandmam'ın oğlu gibiydi.. Bizim de bitanecik kedimiz.. Fakat bugün kedimizi kaybettik.. Öldü.. Artık aramızda Buster yok.. Kulağa saçma gelebilir ama evinde hayvan besleyen biri bunun ne demek olduğunu bilir.. Zaman geçtikçe ona da aileden bir birey gibi bakmaya başlıyorsunuz.. Onunla sevginizi ve yaşadıklarınızı paylaşıyorsunuz.. Gün geçtikçe sahibi üzüldüğünde o da anlıyor ve size yoldaş olmaya başlıyor.. Dedim ya kedilere alerjim olsa da benim gerçekten çok hasta olmama sebebiyet verseler de Buster'ı çok seviyordum.. İşte böyle.. Kardeşim çok üzüldü çünkü o kedileri çok seviyor ve senelerdir zaten evimize bir kedi istiyordu ama babamın ve benim (özellikle benim) kedilere alerjimiz olduğu için evimize kedi alamıyorduk.. Bu yüzden de Kardeşim kediye olan hasretini Grandmam'ın kedisiyle gideriyordu.. Onun için de çok zor bir ayrılık olacak..
Bugün Kuzin Edirne'den geldi.. Bana ve kardeşime hediye getirmiş.. Bana bir defter ve kalem almış.. Ama böyle deyip geçmeyin çok orjinal bir hediye.. Defterin yaprakları ceviz yaprağından ve çok hafif.. Kalemlere gelince birer odun.. Çılgın ve orjinal.. Aldığı deftere o cici kalemle bundan böyle yazacağım şiirlerimi yazmaya karar verdim.. Orjinal bir hediye içinde orjinal şeyler taşımalı bana göre :)
Ve bugün Mama Z ve Minik Aşkım İstanbul'dan geldi.. Minik Aşkım beni görünce ilk başta utandı ama sonra geldi sarıldı ve öptü.. Ablası onu çok özlemiş.. Boyu uzamış.. Daha bir olgun duruyor ve konuşması da daha bilmiş bir hale gelmiş :) Beraber oyun oynadık.. Öyle yani işte.. Mama Z gelirken kendi kullanmadığı çok güzel olan makyaj malzemelerini kardeşimle bana hediye etti.. Kardeşimin çok kullanacağını sanmıyorum anca özel günlerde kullanır ama ben bazı günler kalktığımda kendim için süslenirim saçlarımı yaparım.. Onun için de bu işe çok sevindim.. Ve dün akşam da içimden geçiriyordum yarın kına gecemiz var ve benim makyaj yapabilceğim adam akıllı makyaj malzemem yok keşke Patricia İngiltere'den gelirken bana makyaj seti getirse dedikten sonra biraz düşündüm sonra da.. Aman Patricia nereden bilecekki benim makyaj seti istediğimi demiştim.. Ama işte içimden geçirdiğim dua kabul oldu Mama Z çok güzel makyaj seti getirdi.. Allah ondan razı olsun :)
Şaka bir yana gerçekten de Mama Z'ye çok teşekkür ederim.. Bugün acaip iki orjinal hediye aldım :)


Bayıldım bu resme :)) Resmi de Münevver Teyze diye adlandırmışlar.. Ne kadar şeker çıkmış.. Maşallah Maşallah.. Nazar değdirmeyelim ufaklığa..
Bugünlük başka yazacak birşeyim yok.. Yarın akşam kınamız var.. Büyük ihtimalle yarın giremeyecek gibiyim.. Ama tabi benim işim hiç belli olmaz bir ara çaktırmadan girip en azından buraya yazabilirim.. :))
Bizim evimizde yarın akşam annemin çok sevdiğim bir arkadaşı kalacak inşallah..
Neyse..
Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle şimdilik Güle Güle..

Yeni Bir Gün,

Dün çok fazla yazamadım.. Bugün herşeyi anlatmaya çalışacağım.. Şimdi buraya yazarken Titanic'ten When You Say Nothing çalıyor.. Söyleyen kadının çok hoş bir sesi var.. Neyse bunları bir kenara bırakırsak.. Geçen günlere dönelim ve anlatalım..
İmam Nikahı için Hocamızı aldıktan sonra onların evine gittik.. Ve otururken birden kapı çaldı ve bir süprizle karşılaştık.. Hem biz hem de onlar.. Konya'dan altısı çocuk on iki kişilik bir aile geldi.. Ne onların imam nikahından ne de dünürlerimizin onların geleceğinden haberi yoktu.. Babaanneleri dişlerini takmadan konuşuyordu.. Onun için Tatlı Gelin'in annesi 'annecim dişlerini takta güzelliğini görsünler' deyince babaannede 'amann beni alan almış satan satmış' dedi :))
İmam nikahı kıyılmak için Tatlı Gelin salona çağrıldığında beraber salona gittik.. Ben nereye otursam diye düşünürken babam beni yanına çağırdı gittim onun yanına oturdum.. Nikah kıyıldı.. Mehir söylendi.. Dua yapıldı.. Eller öpüldü.. Ve biz bir süre daha oturduktan sonra artık kalkalım dedik ve eve geldik..
Eve geldiğimizde annemler En Büyük Amcamlarımın kapısını çalmaya gitti.. Ben de yanında gittiğimde bir de ne göreyim Minik Merve orada.. Anne ben içeri giriyorum dedim ben öyle deyince Yengem de hepimizi çağırdı ve içeri girdik.. Merve'yi kucağıma aldım.. Beni hiç yabancılamadı.. Kucağımda öyle durdu.. Ben ona '' Eee '' dedikçe o da bağırarak kendi kendine konuşuyordu.. Sonra ben hapşırıyormuş gibi yapınca kıkır kıkır gülüyordu.. Sonra kucağıma alıp salona annemlerin yanına gidince.. Merve kucağımda ellerini çeviriyordu ve halinden çok memnundu.. Oturunca annesini gördü ve mızırdanmaya başladı.. Ben de aldım ablama verdim ablam da dedi '' Ohh ağlayınca bize veriyorsun '' ben de güldüm eh biz gülen bebekleri severiz dedim :))
Sonra yaklaşık 12.00'e kadar orada oturduk ve evimize geldik..
Dün sabah kalkınca dedem bizi kahvaltıya çağırmış.. Onun için de grandmam'a gittik.. Ve imam nikahını anlattık.. Karşılaştığımız süprizi anlatınca onlar da güldü ve şaşırdı..
Ben Grandmam'ın verdiği boyamayı boyarken.. Tatlı Gelin akşamleyin bize geldi.. İşte beraber konuşurken bana diyor ki.. Onların evindeyken herkes beni çok sevmiş.. Beni sormuşlar.. Tatlı Gelin'de işte rahatsızlığımı anlatmış.. Onlar da ama çok tatlıydı demiş :) Bir de halasının oğlu beni 25 yaşında sanmış.. Ben ilk önce Tatlı Gelin'e hadi be dedim.. Atıyorsun.. Neyimi 25 sanmış.. Tatlı Gelin'de dedi seni beğenmiş çok tatlı bulmuş yaşını da biraz abartmış kendisi 27 yaşında dedi.. Baya güldüm yani tabi biraz da utandım :))
Dün akşam Teyzemler geldi.. Bizim düğünümüzde masalar numaralı olacak.. Mesela kapıda bir adam duracak.. Davetliler gelince.. İsmini alacak.. İşte siz 20 numaralı masada oturuyorsunuz deyip onları masalarına götürecek.. Çünkü bizim tarafımızda bazı akrabalar aman niye evde oturuyoruz deyip düğün sahiplerinden önce gidip en güzel yeri kapma gibi bir huyları var :))
Neyse dün akşam Grandmam'ın kardeşi Patricia İngiltere'den geldi.. Dün göremedim.. Bugün gidim hoşgeldin diim dedim ama yorgunmuş dinleniyormuş.. Onun için gitmedim.. Bu akşam büyük ihtimalle görürüm..
Bugün günlerdir aradığım bir şarkıyı arıyordum ve sonunda buldum.. Çocukken dinlemiştim ve melodisi hep aklımdaydı.. Sonunda bugün verdim.. Ve hatırladığımdan bile daha güzelmiş..
Şebnem Paker'in 1997 yılında Erovizyon'da söylediği şarkı.. Bence muhteşem bir ses, müzik ve muhteşem bir şarkı.. Şimdi sözlerini yazacağım sizlere..
Hiç geçmiyor günler sensiz..
Geceler yine kimsesiz..
Ah' Sevdiğim nerdesin kimdesin
Sana sormaya varmıyor dilim
Dinle..
Deli aşkının sonu var mıdır?
Diye sormadan severim seni
Acı dinmeden, gece bitmeden
Yola düşmeden bulurum seni
Bana yar mıdır? Adı var mıdır?
Diye sormadan severim seni
Göze girmeden, dile gelmeden
Yüze gülmeden severim seni

Sorsaydın adı var mıdır?
Gerçekten bana yar mıdır?
Bilseydim sonu var mıdır?
Sessizce severim seni..

Ve sanırım bu şarkıyla ilk defa Erovizyon'da dereceye girmiştik..
Neyse.. Yeniden başka bir zaman görüşmek dileğiyle.. Şimdilik Güle Güle..

Thursday, August 10, 2006

İkindi Güneşiyle Dirilen Hatıralar..

Daha demin dünden ve bugünden bahsetmek istemiyordum çünkü daha demin yazdıklarım kafamı o kadar meşgul ediyordu ki ve o kadar durgundum ki başka şeyleri yazacak durumunda değilim.. Ve şimdi ikindiye yaklaşıyoruz.. Ben de dedim ikindi güneşiyle dirilen hatıralar..
Dün akşam abimin imam nikahını kıymak için Tatlı Gelin'in evine gittik.. Amcaları ve babannesi oradaydı.. Bizden sadece annemin babası, annem, babam, kardeşim, abim ve imam nikahını kıyacak olan hocamız (Lütfü Doğan Hoca).. Kendileri o kadar kibar bir insan ki.. Alçak sesle konuşuyor.. Ve anlattıkları birer inci gibi dudaklarından dökülüyor.. Zamanında annemin ve diğer dört kardeşinin imam nikahlarını da Lütfü Doğan Hoca kıymış..
Neyse işte oraya gittik.. Otururken bir süre sonra bir süprizle karşılaştılar.. Konya'dan 6 çocuklu 12 kişilik bir aile düğün için yatılı kalmaya gelmişler.. Ve onların da imam nikahından haberi olmadıkları gibi dünürlerimizin de onların geleceğinden bir haberi yoktu.. Bu yüzden hem gelenler hem de dünürlerimiz bize karşı mahçup olmuş gibi oldu.. Neyse sonra imam nikahımız kıyıldı.. Mehir yazıldı.. Nikah duası yapıldı.. Eller öpüldü.. Tebrik edildi.. İşte böyle.. Çok güzel bir akşamdı.. Su böreği yapmışlar.. Üç dilim yedim :)) Tabağıma konulanı yemek zorundaymışım gibi hissederim.. Onun için normalde tabak önüme konulmadan önce her zaman ben kendi tabağımı kendim hazırlarım.. Tabakta bırakmayı hiç bir zaman sevmem.. (Bırakanı da sevmem diyormuşum :) ).. İşte böyle.. Babaanneleri vardı.. Çok sevdim kendilerini.. Çok tatlı konuşuyordu.. Ama dişlerini takmadığı için konuşmasının yarısını anlayamadım.. Kelimelerini yakalayamadım..
Neyse şimdi kardeşim geldi.. Bilgisayarı alacak ve başımda vır vır çene yapıyor.. Ben de buraya olan yazıma devam edemem.. Neyse en iyisi şimdilik gitmek.. Başka bir zaman yine devam ederim..
Yeniden görüşmek dileğiyle..
Güle Güle..

Derin Uyku..

Şimdi ne yazsam acaba diye düşünüyorum çünkü kafam biraz karışık.. Aslında karışık değil tam tersine bazı düşünceler var kafamda.. Kafamın içinde ordan oraya çarpıyorlar.. Gerçeklerse yüreğimin kapılarını zorluyor.. Bugün elime gazeteyi aldım ve okudum.. Keşke o haberler hiç olmasaydı.. Keşke dünyada bu kadar pislik hiç olmasaydı.. Vahşet.. İnsanlık kalmamış insanlarda.. Bizlerse burada oturup sadece hayatımızı yaşıyoruz.. Düşünmekten ya kaçınıyor ya da korkuyoruz.. Hatırımıza getirdiklerinde ise aman boşver bu konuları böyle güzel bir gün de içimizi karartmayın deyip konuyu kapattırıp onları aklımızın bir köşesine acımasızca fırlatıyoruz.. Peki hiç mi sormuyoruz kendimize?? Orada bunları onlara yaşatanlar gün gelir bize de aynılarını yaşatmaz mı? Yaşatamaz mı? Bu kadar mı köreldik.. Bu kadar mı dünyaya yöneldik.. Bu mutlu olduklarımızı.. Dünyamızı.. Mutluluğumuzu.. Huzurumuzu.. Aşkımızı.. Sevgimizi.. Ailemizi.. Benliğimizi gün gelip elimizden alamazlar mı? O zaman biz insanlardan yardım istediğimizde.. Kim bize yüzünü çevirip bakacak? Hangi hakla insanlardan yardım isteyeceğiz? Hiç kimse mi düşünmüyor bunları? O kadar mı duygusuzlaştık? Artık diyecek kelime bulamıyorum bu insanlığa.. Bizim dert dediklerimiz ne ki.. Ailemizin almadığı elbise mi? Kardeşimizin bizi sinirlendirmesi mi? Ya da aniden kesilen internet bağlantısı mı? Veyahut ailemizin bizi hiç anlamadığını düşünmek mi? Ya da aşk acısı mı? Neydi bizim derdimiz? Yazık olmuş hepimize.. Ne zaman bu karanlıktan çıkıp gözlerimizi dünyanın gerçeklerine açacağız..
Orada ki şehitlerimize selam olsun..
Onları şehit düşürenlere lanet olsun..
Uyanma vakti geldi de geçiyor.. Dünya için döktüğümüz gözyaşlarımızı silme vakti geldi de geçiyor.. Ellerimizi dünya malından çekip yardım için uzatma vakti geldi de geçiyor.. Onlara dua edip onların yanımızda olduğumuzu hissettirmek için sesimizi yükseltmenin vakti geldi de geçiyor.. Eğer korkumuzsa ölüm eninde sonunda öleceğiz.. Zalimlerin yaptıklarına seyirci olarak ölmek mi? Ya da alnımızın akıyla kardeşlerimize yardım ederken ölmek mi?
Allah hepimizin sonunu hayır etsin.. Ve nefsimizin silkinip gözlerimizin aralanıp dünyalıktan kurtulup gerçekleri görmemizi nasib eylesin..
Şimdilik.. Ne dünden ne de bugünden bahsetmek istemiyorum.. İçimdeki ateşin dinmesini bekleyeceğim..
Yeniden görüşmek dileğiyle..
Güle Güle..

Wednesday, August 09, 2006

Tekrar Merhaba,

Bugün neredeyse sabahtan beri bilgisayardayım.. Ama işin kötü yanı sadece öyle bön bön bakıyorum.. TSD forumununda bir süre dolandım.. Orada bir kaç yere cevap yazdım.. Sonra Msn'e baktım kimse yoktu ilk başta.. Sonra Numan Hoca ve ardından MKJ arkadaşım geldi.. MKJ sınav sonuçlarını Numan Hoca'ya sormuş o da söylemiş.. MKJ sen de sor dedi.. Ben de inat ettim ı ıh banane sormucam dedim :)) Şimdi hem bir kere sormucam dediğim için hem de cesaretimi toparlayamadığım için soramıyorum..
Bugün defalarca Badem - Sen Ağlama'yı dinledim..
Neyse bugünlük yeter sanırım..
Ha bu arada SakinŞeytan hayırdır inşallah.. Senden hiç ses çıkmadı.. İnşallah iyisin arkadaşım..
Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle.. Şimdilik Güle Güle..

Günaydın,

Yeni bir gün yine buradayım..
Hiç bir gelişme olmadı.. Dün akşam salata yapıp Grandmam'a gittik.. Orada yedikten sonra ben biraz televizyon izleyeyim dedim ama nefesimin daralmaya başladığını (Buster yani Grandmam'ın kedisi yüzünden) ve hafif bir hırıltı olduğunu hissettiğim için ben eve geldim.. Geceleyin yatağıma yattığımda.. Kalp atışlarım 120'e çıkmıştı.. Ve nefesim iyice daraldığı için içeriye nefes alabiliyordum ama hepsini geri veremiyordum.. Geri veremediğim için de bir süre sonra nefes alamamaya da başlıyorum.. Yaklaşık bir saat nefesimi kontrol altına almaya çalıştım ama bunda pek başarılı olamadığım ve baktım ki uyuyamıyorum onun için kalkıp inhaler'ımı sıktım.. Ve aradan yarım saat geçtikten sonra uykunun sıcacık kollarına sarılmıştım bile.. Fakat nefesim çok iyi olmadığı için bütün gece hep birşeylerle uğraştım rüyalarımda.. Hani bazı geceler rüya bitsin istersin ama bitmez ve aynı sıkıcı rüyaya devam edersin :) Benimki de öyle bir geceydi işte..
Şu an buraya yazarken yanımda kuruyemiş tabağı duruyor.. Ben ona bakıyorum o bana bakıyor.. Biliyorum ki yememeliyim.. Çünkü yersem aniden bir sivilce çıkabilir ve düğüne sivilceli görümce olarak ayak basabilirim :) Aman Allah korusun.. Düğünden sonra yerim ben bu kuruyemişlerden.. O zaman sivilce çıkmış çıkmamış çok umurumda olmaz..
Yarından sonra ki gün minik aşkım buraya geliyor inşallah..
Ha bu arada yeni bir kitaba başladım.. Stephen King '' Cep''.. Şu an herkes çok sessiz ve ben msn'ime neden herkes hala uyuyor diye bir nick yazdım :) Neyse bu akşam dini nikahımız var.. Hayırlısı olsun inşallah..
Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle.. Şimdilik Güle Güle..

Tuesday, August 08, 2006

Yeniden Merhaba,

Şimdi kendimi o kadar daha iyi hissediyorum ki buraya gelip yazmak istedim.. Birşeyleri paylaşmayı hep sevmişimdir.. Beni mutlu eden bir şeyin başkasını da mutlu etmesini seviyorum.. Pek cümleyi kuramadım ama neyse :)
Düne ve bugüne gelince..
Bugün bilgisayar hocamızın msn adresindeki nickini değiştirdiğini farkettik.. Daha doğrusu ben öğlen saatlerinde msn'imi açtığımda MKJ arkadaşım birden dedi ki Numan Hocanın nickine bak.. Ben de ilk başta düşündüm herhalde komik bir durum var yine öyle bakim dedim ama baktım ki bırakın komikliği bizi telaştan öldürebilcek bir nickti.. ''10-I Results Are Out''.. Bunu okuyunca ilk önce sanki bütün vücudum titremiş gibi hissettim.. Gerçekten korkutucu bir durum.. Yaklaşık bütün sene IGCSE sınavlarının ismini duymuş ve yaklaşık son iki buçuk ay çalışmaktan beynimiz sulanmıştı.. Sınavlarımızı olurken de hep tatili hayal ederken tatil geldi üzerinden iki ay geçti ve şimdi de sınav sonuçlarımızı öğrenmek üzereyiz.. Bu nick hiç hoşuma gitmedi ama ben ve MKJ gerçekten çok çalıştığımıza inanıyorum.. MKJ arkadaşım sen içini ferah tut ben senin yapacağından eminim ve inşallah ben de kendim yapmışımdır o sınavların hepsini.. Ama tabi herşeyden önce Allah hayırlısını versin.. Bugün oturdum ve dua ettim.. Fakat sadece şunları söyledim.. Allah'ım hayırlısını ver ve bizleri hiç kimseye mahcup etme dedim.. Çünkü biliyorum ki.. Bizim sınıfımız okulun en yaramaz sınıfı olarak biliniyor ve öğretmenlerin neredeyse hiç biri bizi gerçek mana da sevmiyor (Sınıf olarak) ve eğer düşük notlarımız varsa bu öğretmenlerin bir yönden işlerine gelecektir çünkü bütün sene boyunca bize yapamayacağımızı ve IGCSE notlarımızı alınca bunu göreceğimizi söylemişlerdi ve bu da demek oluyor ki eğer düşük notlarımız varsa bu onların dediklerinin doğru olduğunu gösterdiği gibi sınıfımızın okulda alay konusu olacağını gösteriyor.. Neyse boşverelim bu konuyu bu saatten sonra yapacak hiç bir şeyimiz yok.. Ama inşallah notlarımız iyidir..
Abimin dini nikahının Çarşamba akşamı yapılmasının kararı alınmıştı.. İlk başta bizim evde yapılacaktı ve Valide Sultan hem Tatlı Gelin'in tarafını hem de bizim tarafımızı çağıracaktı böylelikle curcunalı ve hoş bir gün olacaktı.. Hatta hesaplamaları yapmış yaklaşık 55 kişinin geleceğini saptamıştık.. Dini nikahı kıyacak olan hocamızı ayarlamıştık (annemin, teyzemin vs vs dini nikahlarını kıyan hoca).. Hatta annem açık büfe yaparım düşüncesiyle kendisi bir çeşit üç eltisi ve bir kardeşi birer çeşit yaparlar diye ayarlamalar yapmıştı.. Amma velakin bazı ufak karışıklıklar oldu (düğüne yaklaşıldığı zaman şeytan etrafta çok dolaşır.. ve nazarlar meydana gelir.. iki taraf arasında anlaşmazlıklar olabilir.. inşallah bu ufak tefek karışıklıklar da bizim nazarlarımız olur.. ve kolaylıkla atlatırız) Onun için de dini nikahımızın Tatlı Gelin'in evinde yapılma kararı alındı.. Onların tarafı olacak fakat bizim tarafımızdan kimseyi götüremeyeceğiz sadece bizim aile olacak.. Belki dedem, büyük amcam ya da büyük teyzem gelecek.. Üçünden birinin gelme ihtimali var ama o da bana olmayacakmış gibi geliyor.. Hayırlısı olsun.. Düğünümüze bugünü de saymazsak sadece beş gün kaldı.. Haliyle hem Tatlı Gelin hem de abim daha da stres altına girdiler.. Çünkü evlendikten sonra burada kalmayacaklar yurt dışına çıkacaklar.. Öyle bir stres var ki kimse birbirine çaktırmamaya çalışıyor ama o stresi havayı kokladığım zaman hissedebiliyorum.. Valide Sultan o kadar çok gergin ki kaç gecelerdir uyuyamıyor.. İnşallah hastalanmadan bunların hepsini atlatırız..
Bu dini nikah haricinde başka hiç bir gelişme olmadı gibi.. Hmm ben de ne yapsam ne yapsam :)) Tabi yine resim buldum..

Görüyor musunuz? Hani kediyle köpek hep düşman olarak bilinir ya.. İşte burda her bireyin arkadaş olabilceğinin kanıtı.. Kedicik nasılda köpeğin kafasına yaslanmış.. Gözlerini de kapatmış.. Kulağı da kafasını sıcak tutuyor olmalı :)) Köpekte mayışmış..
Bugün baya bir yazdım.. Arkadaşım demişti ki bu son zamanlarda performansın düştü eskisi gibi yazmıyorsun diye.. İşte al sakinşeytan yazdım doya doya okursun artık :))
Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle şimdilik Güle Güle..

Sessizlik...

Ağlarken buraya yazmak o kadar tuhaf bir his ki.. Şu an moralim o kadar bozuk ki.. Sabah kalktığımda herşey yolundaydı ve acaba buraya ne yazsam diye düşünüyordum.. Ama sonra birden herşey altüst oldu.. Beni tanımayanlar hakkımda bir iki laf etmiş.. Hiç hoşuma gitmedi..
Göz yaşları sıcak mı soğuk mu? Hızla yanaklarımdan akıp çenemde buluşuyorlar.. Sonra boynumdan aşağı devam ediyor.. Kimisi yüzümdeki çizgilerden dolayı yön değiştirip dudaklarımı ıslatıyor.. Ağlarken duygularımı dökmeyi seviyorum çünkü ağladığımda duygular içimde öyle bir hale geliyorki.. Sanki hepsi birden ayaklanıyor.. Hepsi birden şaha kalkıyor.. İlk başta ne yazacağımı şaşırsam da.. Kalem kağıda değdiğinde duygularım şekil değiştirmeye başlıyor.. Her biri bir kelimeye dönüşüyor.. Ama sıra hepsini sıraya sokup kağıda çiziktirmeye gelince yine zorlanmaya başlıyorum.. Sonra birden ilham perisi geliyor.. Ve değneğini yüreğimin en güzel yerine değdiriyor.. Telaşlanmamam gerektiğini söyleyip beni rahatlatıyor.. Ve herşey yoluna giriyor.. Kelimelerin hepsi birer manaya sahip olup sırayla dökülmeye başlıyorlar.. Göz yaşlarım ve kelimelerim tükenene dek yazıyorum..
Göz yaşları.. Her zaman her yerde benimleydiler.. Kırıldığımda gücendiğimde.. Güvenimi yitirdiğimde.. Umutsuzluğa düşüyor gibi hissettiğimde.. Acı kalbimi burktuğunda.. Her anımda.. Göz pınarlarımda belirdiklerinde eğer yanlızsam hiç tutmadım onları.. Bıraktım aksınlar.. Hafif serinliklerini sıcacık yanağımda hissettim.. Aktıkça yanaklarımda hafif izler bıraktılar.. İçimde o an hissettiklerimi bir an olsun dindirdiler.. Hep insanlardan gizli ağladım.. Göz yaşlarımı görmesinler dedim.. Saklandım bir köşede ağladım.. Sessizce.. Kimseler duymadı..
Yeniden sakin bir zaman da görüşmek dileğiyle..
Ağlarken gülebilmek.. Göz yaşlarım akmaya devam ediyor ama dudaklarımda bir tebessüm.. Ağlarken gülüyorum..
Güle Güle..

Monday, August 07, 2006

Hayırlı Geceler,

Ehim.. Şimdi cici bir kız olaraktan annemlere gittim yardım ettim.. Kuruyemişleri koyduğumuz kumaşların rengi o kadar güzel ki.. Bebek pembesi, koyu pembe, açık mavi, krem beyaz karışık.. Ve bu kumaşların hepsi parlak parlak.. Biz bu kadar uğraştık ta millet bunların hepsini çöpe tıkıyacak.. Acaba kumaşların üzerine atmayın uğursuzluk getirir felan mı yazsaydık :)
İşte sonra Tatlı Gelin geldi.. Beraber yemek yedik.. Tatlı Gelin bugün dişçiye gitmiş.. Ağzının sağ tarafı uyuşuktu.. Yemeğini çok yavaş yedi.. İnşallah hiç ağrımaz..
Bizim ailede teyzelerim ve yengelerim küçük çocuklarını hep benim babamın ismini söyleyerek korkuturlar.. Öyle ki çocuklar çok korkuttukları için babam orada olmasa bile böye bir köşeye sinerler ve direk annelerinin istediklerini yaparlar.. Hele Mary teyzemin küçük oğlu 3 yaşlarındayken babamdan gerçekten çok korkuyordu.. Babam ona bir keresinde ona kızmıştı ve 'hıı seni kulaklarından tavana asarım' demişti.. Ve bu Musti'de derin etkiler bırakmış olmalı ki bir gün evde oyun oynarken bir yaramazlık yapmış ve teyzem ona kızmış.. Musti de birden ağlamaya başlamış.. Anne beni kulaklarımdan tavana asmaz değil mi? diye :))
Bugün de Küçük Dayımın Yüsrişi babamla konuşuyordu.. Babam ona Romanya'yı özledin mi dedi.. Yüsrişte hayır özlemedim deyince babam Romanya da seni özlememiş dedi.. Yüsrişte elleriyle ağzını kapatıp güldü :))
Bu çocukları anlayamıyorum ama gerçekten çok komik olabiliyorlar.. Ne zaman nerde ne düşündüklerini tahmin edemiyorsunuz.. Ve sizin söylediklerinizden öyle şeyler kapıyorlar ki yanlarında konuşurken her zaman dikkatli olmak gerekiyor.. Masum yüzleriyle oyun oynarken tek kulakları daima büyüklerin sohbetinde oluyor ve olmadık yerler de pot kırabiliyorlar :)) Ama o kadar şekerler ki.. O masumlukları.. Çok seviyorum ben bebekleri.. Bugün de Yüsriş geldi kendi kendine bana sarıldı ve iki yanağımdan öptü çok hoşuma gitti :) İnsanı ağlarken güldürebilcek varlıklar..

Bu resme bayıldım ya.. Her yerde bir deli vardır derler ya aha işte bunun kanıtı.. Kediye bakınca ilk başta çığlık atıyor gibi duruyor.. Kulaklarını kapatmış kendi sesini duymamak için bas bas bağırıyor :)) İkinci olasılık ise gülüyor gibi.. :))
Ama bu resme bayıldım ya.. Hele arkadaki kedinin öyle uzak durmaya çalışır gibi bir hali olması müthiş bir şey..
Ehh ben şimdi yine içeriye gideyim.. Valide Sultan kızmasın.. Peder Bey de baktığımı hiç görmesin.. Şu an içeride düğüne gelip gelmeyeceklerini anlamak için arkadaşlarını telefonda arıyor.. Neyse çaktırmadan girdiğim gibi çaktırmadan da çıkayım artık :))
Şimdi hava çok daha serin.. İnşallah daha serin günler de yeniden görüşmek ve benim yazılarımı yeniden okuyabilmeniz dileğiyle.. Hoşçakalın..

Erimek Üzereyim...

Evet gerçekten erimek üzereyim.. Hava 42 derece ve ben ne kadar içecek içsem de her birşey içtiğimde susuzluğum sanki gittikçe artıyor :) Kendimi buzların içine atmak istiyorum.. Neyse bu erime olayını bir kenara bırakalım da buraya neler yaptığımı anlatalım..
Bugün herşey güzeldi.. Sabah 09.30'da kalktım.. Sabah kalktığımda hava çok sıcaktı.. Kalktığımda kendime geldikten 10 dakika sonra MKJ'i aradım ve kaçta buluşalım diye sordum.. Biraz konuştuk ordan burdan.. Okulumuzdan bahsettik felan.. Sonra artık Ağustos'un ikinci haftasına girdiğimizi ve sınav sonuçlarımızı öğrenmemize çok az kaldığından ve acaba sınav sonuçlarımızı nasıl öğreneceğimizi tartıştıktan sonra saat 12.00'de Atakule'de buluşmaya karar verdik.. Karayip Korsanları II'ye gidecektik.. Ben ona İstanbul'da kuzenimle beraber gitmiştim ama dublaja gittiğim için o film içime sinmemişti.. Yani Türkçe seslendirme olunca bazı espriler güme gidebiliyor.. Ve oyuncuların kendi seslerini çoğunlukla tercih ederim.. İngilizcesini yakalayamadığım yerlerdeyse alt yazıdan yardım alıyorum.. Çünkü işitme cihazımdan dolayı bazı kelimeleri yanlış duyabiliyorum özellikle ingilizcede sonuçta bana yabancı olan bir dil.. Neyse işte sonra Kardeşimle beraber Atakule'ye gittik.. Bir süre sonra MKJ geldi.. Arkadaşımı çok özlemişim.. Görüşmek iyi oldu.. Yaklaşık üç aydır birbirimizi görmüyorduk.. Biletlerimizi aldıktan sonra içecek aldık.. İçerisi çok sıcaktı.. Ama sulu içecek içtikçe daha çok susuyordum sanki.. Sinemaya gittik.. Salonda sadece bizden başka 7 kişi vardı :)) Müthişti yani.. Filmin orjinali çok daha güzeldi.. Bayıldım.. Sinemadan sonra Pizza Hut'a gittik.. MKJ'nin kardeşide geldi.. Bir orta boy pizza yedik.. Oradan kalktıktan sonra biraz daha birlikte oturduk.. Sonra MKJ'nin annesi geldi ve onlar gitti.. Onlardan bir yarım saat sonra da biz evimize gittik.. Arkadaşım çok güzel vakit geçirdik.. Beni kırmayıp geldiğin için sana çok teşekkür ederim.. İnşallah sen de benim kadar eğlenmişsindir bunu yeniden yapmayı isterim..
Aha işte kendimi bir çölde gibi hissediyorum.. Ve serap görüyormuşum gibi denizi hayal ediyorum.. Denizden böyle soğuk rüzgar geliyor.. Martılar sıcaktan boğulmuş soğuk suyun üstünde uçuşuyor.. Arada sırada kanatlarını maviliğin sonsuz sularına değiyor.. Çok dikkatli bakınca balıkların neşeyle yüzdüklerini farkedebiliyorsunuz.. Ve bana diyor ki hadi güzelim koş gel atla derin ve soğuk mavi kollarıma :))
Ama ne yazıkki bu sadece bir hayal ya da bir serap.. Ve ben bir çöldeyim.. Aha güneş böyle tepemde.. Beni kavururken sinsi sinsi gülüyor.. :))
Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle.. Daha serin günlerde görüşmek dileğiyle demeliydim :)) Güle Güle..
Şimdi gidip annemlere yardım etmeliyim.. Kına için kuruyemişleri hazırlıyorlar :))

Sunday, August 06, 2006

Selam,

Dün Grandmam'da öyle televizyon izlerken Valide Sultan dedi ki akşamleyin saat 6.30'ta inceğe gitcekmişiz.. Sonra saat 4.30 civarı Valide Sultan'la, Mary teyze, Kuzin, Küçük ve Büyük Dayılar mitinge gitti.. Miting Lübnan'da yapılan savaşlara karşıydı.. Gidenler çok üzülmüş çünkü mitinge çok az kimse gitmiş.. Ben de gitmeyi isterdim ama rahatsızlığımdan dolayı o kalabalığa girip ayakta duramıyorum.. İnşallah gönlümüzle oradaydık.. Allah oradaki kardeşlerimize yardımcı olsun inşallah..
Onlar mitingten geldikten sonra Valide Sultan, Peder Bey, Abim ve Kardeşim İncek'e gittik.. Gittiğimizde herşey çok güzeldi.. Yani Büyük amcam onun eşi, çocukları ve evli kızıyla damadı ve 8 aylık torunu sonra elinden ameliyat olan Ortanca amcam ve onun ailesi ve Küçük amcam ve onun ailesi.. İkizler çok tatlıydılar.. Ama küçük bebeğimiz bir ayrı tatıydı.. Kucağıma aldım.. Bana gülücükler saçtı ve cilve yaptı.. Hapşırınca çok hoşuna gidiyor ve gülmeye başklıyor :) Onunla oyalandım orada.. Sonra mangal yapıldı.. Ooo etler nefisti.. Hani diyorlar ya kızlar ot oburdur diye.. Valla kardeşim ben et oburum ama bir çiçeğide reddetmem :) Ablam anlattıda ufaklık küsmeyi de öğrenmiş.. Geçenlerde beraber dondurma yiyorlarmış.. Ablam külahı eline vermedi diye ne dondurmadan yemiş ne de ablamın yüzüne bakmış ta ki dedesi eline külahı verene dek :)) O küçücük şey milleti parmağında oynatmasını nasıl da biliyor..
Akşamleyin hep beraberdik.. İncek çok serindi.. Püfür püfür esiyordu.. Öyle Ankara'nın manzarasına bakarak çekirdek çitledim.. Tatlı yedim.. Öyle yani..
Sonra akşamleyin dönerken.. Bomboş arsaya bakarken.. Böyle iki atlı gördüm.. Birinin atı bembeyaz diğerinin atı simsiyahtı.. Atlar şaha kalktı.. Ve öyle gittiler.. Hayaldi ama gerçeğe yakın bir hayaldi.. Sonra orada bir bombanın patladığını ve toprakların havaya saçıldığını gördüm.. Ve araba hareket etti..
Mama Z ve Minik Aşkım haftaya buraya geliyorlar inşallah.. Abimin düğünü için.. Küçük Hanım bizim evimiz de kalacak inşallah.. Onu öyle çok özledim ki.. Gelse de ablası ona bir kitap okusa.. Sarılıp doyasıya öpse..
Sanırım şimdilik anlatacak başka birşey yok.. Sabahleyin güzelce kahvaltı yaptık.. Sonra çaya Grandmam geldi.. Beraber oturduk.. Grandmam'ın ardından Küçük ve Büyük Dayım.. Yengem ve onun ufaklığı geldi.. Onlarla beraber bir süre oturduktan sonra.. Grandmam hariç dayılarım, yengem ve ufaklık dışarı çıktılar..
Bugünlük başka birşey yok.. Sakin bir gün.. Yeniden görüşmek dileğiyle şimdilik Güle Güle..
Abimin düğününe bugünü saymazsak tam bir hafta kaldı :)

Saturday, August 05, 2006

Tünaydın :)

Bir erkek neyi bekler?
Gerçek bir kadın bekler, annesinin beslediği gibi onu besleyen,
Evini temiz, pak ve sıcak tutan,
Dır dır nedir bilmeyen,
Paranın kıymetini bilip alışveriş etmeyen,
Bütün gün çalışıp,
Bütün gece dans edebilen,

Ve asla hayır demeyen, asla başı ağrımayan,
Ve her zaman tedbirli,
Yalnız kendisini sevecek,
Ve şımartacak bir kadın...
Bekler.......
Çok bekler!!!...
İşte şimdilik bu kadar.. Bir süre sonra yeniden görüşmek dileğiyle.. Güle Güle..

Friday, August 04, 2006

Hayırlı Akşamlar,

Bugün sabah erkenden babamın iş yerine gittik.. Ve bir de ne göreyim yaklaşık 25 koli kitap bana ve kardeşime bakıyor.. Elinden ameliyat olan amcamın büyük oğlu (ailemizin Harry Potter'ı :) ) kitapları etiketlemeye ve poşetlemeye başlamış.. Neyse hep beraber 10'da bu işe giriştik ve saat 3'te bitirdik.. Sağ omzum ve dirseğimin yukarısı o kadar çok ağrıyor ki anlatamam..
İşte bugün anlatacak pek birşey olmadı.. SakinMeleğim nerelerdesin kızım ya.. Seni çok özledim vallahi.. Sen arkadaşını hiç özlemedin mi? Hem sırf sen benim yazdıklarıma yorum yazabilesin diye ben ayarları değiştirdim.. Böylelikle buraya üye olmadan herhangi biri olarak yazdıklarıma yorum getirebilirsin.. İnşallah iyisin güzelim ya.. Seni hiç göremiyorum ve üzülüyorum.. Şeytanınla selam gönderiyorum ama işte bir de dedim tatlıma burdan sesleneyim.. Belki onu ne kadar özlediğimi anlar.. Seninkiyle arada sırada konuşuyoruz işte ama her ne kadar da olsa senin yerini doldurmuyor.. İnşallah sen de beni özlemişsindir.. Öpüyorum yanaklarından canım..
Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle.. Şimdilik Güle Güle..

Thursday, August 03, 2006

Merhaba,

Aslında şu saatte hiç gelmeyecektim ama bir uğrayayım dedim.. Çünkü öğrendim ki yarın babamla babamın iş yerine gidecekmişim.. Nedenine gelince.. Hani düğünlerde insanlar şeker verir ya.. Biz de bunu konuşurken ben babama dedim ki '' Baba şeker yenilince tadı bir anlık.. Sonra unutulup gidiyor.. İnsanların unutmayacağın birşeyi verelim.. Mesela kitap.. '' Bu fikir aile tarafından çok beğenildi ve abimin düğününde gelenlere kitap vereceğiz inşallah.. İşte yarın babamın iş yerinde her kitabın başına bir etiket yapıştıracağız.. Sanırım kardeşim de benimle beraber iş yerine gelecek.. Ha işte uğrama nedenimi açıklıyordum değil mi? İşte yarın iş yerine gitmek için sabah 6.30'ta evden çıkacağız 7.00'de oraya varsak.. Akşam 7.00'e dek eve gelemeyeceğim.. Ve bu da demek oluyor ki büyük ihtimalle yarın internete giremeyeceğim.. Ehh bu yüzden de bir uğrim ve meydana gelen hadiseleri hemen buraya yazayım dedim..
Bugün babam şehir dışından eve geldi bu arada.. Ve akşam geldiğinde öğrendik ki ortanca amcam (bunların hepsine bir lakab bulmalıyım yaf :))) geçenlerde elini incitmişti.. Aylarca sargıyla dolaştı.. Ama elinde bir iyileşme olmadı.. Ve iki gün önce elinden ameliyat olduğunu öğrendik.. Amcacım geçmiş olsun diyorum.. Allah acil şifalar versin.. Ağrılarınıda dindirsin..
Sonra bu akşam Tatlı Gelin, Kuzin ve Valide Sultan gelinliği aldıktan sonra hep beraber eve gelecekleri için çok estetik bir sofra hazırladım.. Tahin pekmez felan yaptım.. Sofra çok renkli ve iştah açıcı duruyordu..
Sanırım başka bir havadis yok bugünlük.. Bakalım yarın iş yerine gidince neler olacak.. Gelemeyeceğime üzülecekler beni özleyin.. :)) Öptüm.. Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle güle güle..

Günaydın,

Bugün de çok sessiz bir gün.. Ben de bugün geç uyandım.. Sabahleyin Kuzin geldi uyandırdı beni.. Kendisi dün akşam Grandmam'da kaldı da.. Sanırım bugün anlatacak hiç birşeyim yok.. Dün akşam yeni bir kitaba başladım.. David Feldman'ın 'Kediler Neden Yüzmeyi Sevmez?'.. Çok ahım şahım bir kitap değil.. Ama kitaptan ilginç bilgilerde öğrenebiliyorsun..

Bu resmi benim mail adresime göndermişler.. Sınavda Cinnet Geçiren Öğrenci adlı bir isim altında :)
MKJ arkadaşım Matematik IGCSE sınavını hatırlıyor musun?? Ben de o sınavda soru çözdüğümüz kağıtları karalayıp parçalamak istemiştim.. Hatta bir ara o kadar stres olmuştum ki stresten kağıdı bile yiyebilirdim :) Hele Paper 4!! Hoş ben Chemistry exam'ında da kafayı sıyıracak gibi hissetmiştim o da ayrı bir mevzu.. Allah'ım ne günlerdi o günler.. Üzerinden iki ay geçti. Valla bana hala rüya gibi geliyor.. Bazı geceler hala sınavlara girip çıktığımı görüyorum.. Bu IGCSE examları hepimizin üzerinde derin izler bıraktı gibi :) İki hafta sonra sonuçlarımız da belli olacak.. Düğünden hemen sonra.. Acaba bir yere felan kaçsam mı :)
Ha bu arada abimin düğününe bugünle beraber 11 gün kaldı..
Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle.. Şimdilik Güle Güle..

Wednesday, August 02, 2006

Hayırlı Akşamlar,

Sana yazdıktan sonra pek birşey olmadı.. Dün teyzemlerde abimin nişanlısı bugün çocukluk arkadaşının evine gideceklerini ve istersem benim de gelebilceğimi söyledi.. Biliyorsun ben dışarı çıkmayı çok sevmiyorum.. Evde oturmak benim daha çok işime geliyor.. Fakat tabi ki buna etrafımdakiler izin vermiyor.. Valide Sultan git dedi ama ben de düşündüm ki yabancı ev, sevmiyorum öyle şeyleri.. Onun için de sana yazdıktan bir süre sonra Tatlı Gelin'i aradım ve ondan çok özürdilediğimi ama gelmek istemediğimi söyledim.. O da önemli olmadığını söyledi.. Valide Sultan da bunun üzerine bana dedi ki.. Seni bir çağırırlar iki çağırırlar sonra sen gitmek istediğinde çağırmazlar dedi.. Bilmiyorum bir bakıma haklı olabilir ama ben öyle şeyleri sevmediğim için ne bilim gitmedim işte.. Sonra Valide Sultan'la Grandmam dışarı çıktılar.. Tabi yanlarında Kuzin ( büyük teyzemin (Mary'nin büyük kızı ) vardı.. Saat 2.00 gibi de eve geldiler.. Beraber bir süre oturduktan sonra ben Kampüsistan'ı seyretmek için Grandmam'a gittim.. Diziyi seyrettim seyretmesine de Allah'ım ya böyle sevgililer saçma şeyler için kavga ettiklerinde felan arkalarından baya bir sayıyorum.. Hani niye kavga edersiniz bulmuşsun gül gibi sevgili güzel güzel geçinsene a benim aklıllı kardeşim diyorum.. :)) Sonra bir de Derya diye bir kız var Allah'ım ne huysuz şey o öyle.. Şeytan diyor televizyonun içine gir kızı döv :)) İşte benim ardımdan kuzenim geldi onunla beraber diziyi izledikten sonra eve geri gelip beraber yemek yedik.. Bu bugünümün kısa özeti..
Bugün Mama Z (Küçük Teyzem) 'in kızı yani benim Küçük Hanım hakkında yeni bir haber duydum.. Mama Z benim bitanecik Minik Aşkım'a demiş ki ''Kızım lütfen bana yardım eder misin?'' Küçük Hanım da '' Peki annecim lütfen dediğin için sana yardım edeceğim '' :)) Ha sanmayın ki bu Küçük Hanım büyük biri.. Tam tersine daha 2.5 yaşında :))
Ona neden Küçük Hanım dediğime gelince.. Bir gün öyle otururken bana kitabını getirdi ve dedi ki '' Bunu okuyabile misin '' ben de '' olmaz '' deyince.. Hiç aldırmadan kitabını dizlerimin üzerine koyup sayfasını açtı.. Sonra gözlerime bakıp '' Hadi söylesene '' deyince ben de ona '' Peki Küçük Hanım '' dedim.. İlk zamanlarda ben ona Küçük Hanım deyince çok bozuluyordu.. Kendisinin Küçük Hanım olmadığını söyleyip kendi ismini heceleyerek bana söylüyordu.. Ama şimdi alıştı.. Ben ona Küçük Hanım deyince efendim diyor :)) Kuzenlerim arasında bir numara Küçük Hanım.. Ona buradan kocaman öpücükler gönderiyorum.. En kısa zaman da görüşürüz inşallah Küçük Hanım seni çok özledim..
Şimdilik Güle Güle.. Başka bir zaman yeniden görüşmek dileğiyle..

Tuesday, August 01, 2006

Günaydın,

Ya dün akşam geç yattım.. Sonra öğlene kadar uyurum diye düşünüyordum ki sabah 7:00'de gözlerim bir açıldı bir daha da kapanmadı :)) Kafayı yicektim.. Tatildeyken sabah 7:00'de kalkana normalde ben deli diyorum.. Ama bugün ben erkenden kalktım.. Neyse baktım uyuyamıyorum yatağımda kitap okudum (yatağımda kitap okumak bana okumayı öğrendiğimden beri çok hoşuma gitmiştir).. Dün kuzenimden üç kitap almıştım.. Birincisi 'Kilit' adlı bir kitap, ikincisi 'Anılar' Victor Hugo'nun ve üçüncüsü Necip Fazıl Kısakürek'in 'Çöle İnen Nur'.. Bu kitapların yanında benden aldığı üç kitabımı da geri aldım.. Aslında beş kitaptı ama onları almaya üşenmiştim çünkü kalın kitaplardı.. Ve dün teyzemdeyken bir kitap gördüm.. Latife Hanım diye (Mustafa Kemal'in eşi) Onun hayatını kaleme almışlar.. Teyzem okuyormuş bir arkadaşı kitabı öyle güzel anlatmış ki teyzem de merak edip almış.. Kitabı o okuduktan sonra ben alıp okumayı düşünüyorum.. Biyografileri çok severim..
Ona verdiğim kitapların isminide söyleyeyim :)) Üç kitap Agatha Christie'nin 'Şampanyadaki Zehir', 'Kanatların Çağrısı' ve 'Üç Yanlış Üç Ceset' ( ben biraz o kadının hayranıyım gibi.. Kütüphanemde 30 kitabı var.. Ve 33 kitabını da okudum.. Daha fazlasını da okumak istiyorum ama annem almama izin vermiyor :)) Ben yine de bir gün çaktırmadan yine alacağım ) , diğer iki kitapsa Dean Koontz'un 'Kalbin Karanlık Irmakları' ve 'Yanlış Hafıza'.. (Yanlış Hafıza'yı çok beğenmiştim)..
İşte ben de dün akşam ondan aldığım kitaplardan Victor Hugo'nun 'Anılar'ı okumaya başladım.. Ve tabi bu sabahta bitirdim :)) Türkler hakkındaki düşünceleri sonra Honore De Balzac'ın arkadaşı oluşu hatta ölümünden kısa bir süre önce yanına gitmesi ve Napolyon'la aynı zamanda yaşıyor olması benim kitaba olan ilgimi daha da arttırdı.. Annem kitapları hızlı okuyup hemencecik bitirmemden çok şikayetçi.. Halbuki ben de okuduğum kitabı bitirmek ve yenisine başlamayı istiyorum..
Bu sabah erken kalktığım için çenem de düştü.. Bu yazdıklarımı normal bir zamanda yazmazdım aslında ama neyse.. Piff konuşacak kimse de yok :)) Şimdi sabah sabah bu kadar yazdığımı görünce arkadaşlarım napacaklar bilemiyorum :)) Şimdilik güle güle..
Bugün dünürlerimizi teyzem evine öğlen çayına davet etmişti.. Sabahleyin annem grandmamla beraber erkenden teyzeme yardım etmek için oraya gitti.. Ben de kardeşimle beraber daha sonra gittim.. Yolda giderken farkettim ki Cinnah Caddesini ve bir kaç yolu tek yön yapmışlar.. Bu da yeni olmasına rağmen bir kaç kazaya sebebiyet vermiş.. İşte teyzeme giderken çok cici giyindim.. Sonra oraya gidince saçlarımı yaptım ve süslendim.. Çok cici ve övünmek gibi olmasın ama çok güzel oldum :)) Allah nazardan saklasın.. Maşallah Tebarek Allah :) Biz oraya gittikten sonra dünürlerimiz de geldi.. Gelinimiz bana kolye ve küpe almıştı işte bugün de onları taktım çok hoşuna gitti.. Eh doğrusu bana da yakışmıştı :) Biraz oturup sohbet ettikten sonra sofraya oturduk.. Teyzem sağolsun çok güzel hazırlanmış ( tabi hepimizin katkıları sayesinde ).. Yaptığı herşey çok lezzetliydi.. Afiyetle yedik.. Bu kilo verme olayını ben komple unuttum.. Neyse ben o fazla olan bir kilocuğumla çok mutluyum :) Aslında bir fazlalık yok ben de ama dizlerim için o iki kiloyu vermek daha iyi olur.. Ama napim işte yemeği görünce midemi düşünmekten dizlerimi düşünemiyorum ki.. Anlayacağınız ben de bir suç yok :)) Sofradan kalktıktan sonra bir süre daha oturup hep beraber sohbet ettik.. Herşeyden konuştuk.. Ordan burdan.. Bu kadınlardan korkulur.. Bir sürü konuyu saatlere sığdırıyorlar :)) Bugün de işte bazı moralimi bozabilcek konuşmalar geçti boyla ilgili.. İşte bir kızın boyu çok uzunmuş ondan kısa olan erkek kardeşi bunu çok sorun ediyormuş.. İnsanların bir kaç santimetreyi sorun etmesi bazenleri beni çok incitebiliyor elimde olmadan.. Hamd olsun kendime barışık olduğum için o anda üzülsemde şimdi o konulara üzülmüyorum.. Fakat o tür konular konuşulduğunda düşünceler beynimin etrafında dolaşmaya başladığı için kendimi yorgun hissedebiliyorum.. Buna da şükür.. Sonra çocuklar Fantastic Four'u açmışlar.. Allah'ım onu küçük kuzenim yüzünden abartmıyorum yedi ya da sekiz kere seyrettim :) Çok hoş vakit geçirdim.. Akşam yediye kadar oturduk.. Dünürlerimiz gittikten bir saat sonra biz de evimize geldik.. Herşey için teyzeme teşekkür ederim yeniden.. Ellerine sağlık teyzecim.. Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun..
Bu resmi de paylaşmadan geçemeyeceğim.. Şu şeker yavru öyle şeker çıkmış ki.. Bakınca blog'uma koyim diye düşündüm.. Annenin sıcaklığı bir başka oluyor olmalı.. Ama tabi babasıysa bilemem :))

Bugün buralarda havanın Cuma gününe dek 40 dereceye çıkacağını duyduğumdan beri bir ateş bastı beni ki sormayın :))

Şimdi bir şarkı dinliyorum.. Keremcem bir bakıma hoşuma gitmiyor.. Ama çocukta ses var.. Şu an onun Kadife Kelepçe adlı bir şarkısı çalıyor.. Sözlerine gelince yazmadan geçemeyeceğim çünkü beni çok etkiliyor..

'' Hatam belki kalbi oyuncak sanmam.. Aşkta salıncak gibi sallanmam.. O kadar cahilim ki Hayalini bile kurmam imkansız inanki sevgilim.. Bugün bana aşk nedir diye sorsan.. Tek anlamı geceler boyu ağlamam.. Üstüm başım sevda içinde.. Yakalandım bitap biçimde.. Ellerimde kadife kelepçe.. Veda değil mi bu? Yolun sonu uçurumlar.. Kolay değil ki bu.. Dolunca gözlere yaşlar.. Zaman gelince nafile.. Dersin bir küçük elveda.. ''

Bugünlük bu kadar.. Başka bir zaman da yeniden görüşmek dileğiyle Güle Güle..